Zeytin Tüneli Otobüsünün açılışı Kars’ta Vali tarafından Yapıldı!

Akhisar Haber Ajansının haberi
***********************************

Akhisar Zeytin ve Zeytinyağcılar Derneği tarafından organize edilen Akhisar Ticaret ve Sanayi Odasının (ATSO) desteklediği “Zeytin Tüneli” Zeytin ve Zeytinyağı tanıtım otobüsünün açılışını Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden ve Kars Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Güvensoy tarafından yapıldı…..

Zeytin Tüneli Otobüsünün açılışı Kars’ta Vali tarafından Yapıldı!

Akhisar Zeytin ve Zeytinyağcılar Derneği tarafından organize edilen Akhisar Ticaret ve Sanayi Odasının (ATSO) desteklediği “Zeytin Tüneli” Zeytin ve Zeytinyağı tanıtım otobüsünün açılışını Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden ve Kars Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Güvensoy tarafından yapıldı.

Zeytin ve zeytinyağının önemine değinen Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden;” Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi zeytin ve zeytinyağının sağlık açısından çok önemli olduğunu söyledi. Akhisar Zeytin ve Zeytinyağcılar Derneğinin düzenlemiş olduğu “Zeytin Tüneli” Zeytin ve Zeytinyağı tanıtım otobüsünün Türkiye turunun Kars’tan başlatılmasından dolayı çok memnun oldum. Zeytinin hem zeytinyağının hem de Akhisar Zeytininin tanıtımının hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Akhisar Zeytin ve Zeytinyağcılar Derneği Başkanı Ahmet Gezgin;” Akhisar Zeytin ve zeytinyağını tanıtımını yaptığımız”Zeytin Tüneli” Zeytin ve Zeytinyağı tanıtım otobüsünü Kars Valimiz Sayın Mehmet Ufuk Erden ve Kars Ticaret ve sanayi Odası Başkanı Ali Güvensoy tarafından açılışı yapıldı. Üç gün süren Kars ziyaretimiz, yarın Ardahan’a giderek devam edeceğiz “dedi.


Zeytin Ağacı Dergisi Sektörün ilk ve tek bağımsız dergisi
zeytinagacidergisi@gmail.com

Hayat kurtaran teknikler

Hayat kurtaran teknikler

Otomobil kullanirken meydana gelebilecek ciddi olaylara karsi uyulmasi gereken basit teknikler hayat kurtariyor. Otomobil kullanmanin inceliklerini anlatan uzmanlar, yuksek hizla seyreden araclarda on camin kirilmasi, lastigin patlamasi ve aracta yangin cikmasi gibi ciddi tehlike yaratan durumlarda surucunun sogukkanli davranmasini oneriyor.

Cam kirilmasi

Uzmanlar, ozellikle suratli hareket eden araclarda on camin kirilmasi halinde, suruculerin nasil hareket etmesi gerektigiyle ilgili olarak sunlari oneriyor:

“Aynalardan yararlanarak aracinizi yolun sag tarafina park edin. Flasorleri acin ve dikkatlice disari cikin. Aracin cama yakin olan kalorifer ve havalandirma deliklerine gazete kagidi veya bez parcasi koyarak, cam parcaciklarinin bu kisimlara dusmelerini onleyin. Sonra krikonun arka kismi ile cami iceriden disari dogru kirin. Cam lastigini dikkatlice cikarip temizledikten sonra, yeniden kullanilabilecegi icin bagaja koyun. Gazete kagidina birikmis cam parcalarini bir naylon torba icine koyun ve en yakin cop bidonuna atin. Oylece en yakin cam tamircisine kadar gidin.”

Lastik patladiginda

Patlayan, arka lastiklerden biriyse, arabanin arkasinin saga veya sola dogru kaymaya baslayacagini belirten uzmanlar, on lastiklerden biri patlamissa, mumkun oldugu kadar fren yapmamaya calisilmasi gerektigini bildiriyor. On lastiklerden biri patladigi zaman, aracin, lastigin patladigi yone dogru kuvvetlice cekildigini vurgulayan uzmanlar, bu durumda direksiyonla, aracin duz bir dogrultuda tutulmaya calisilmasi ve yavas frenleme ile durmasinin saglanmasi gerektigini kaydediyor.

Uzmanlar ayrica, tasmis dereler, nehirler veya buyuk su birikintilerinin icinden gecerken, aracin hizinin kesilmesi gerektigini hatirlatiyor. Mutevazi bir aile otomobilinin, 25-30 santimlik su birikintisinden gecebilecek yetenekte oldugunu soyleyen uzmanlar, bu noktanin ustune su geldigi takdirde, su damlaciklarini kuvvetli bir sprey gibi motorun ustune puskurdugunu, bu su bombardimaninin da, bujilerin ve distributorun islanmasina sebep olarak aracin stop etmesine yol actigini belirtiyor.

Araclarda yangin

Araclardaki yanginin onune gecilmezse, buyuk bir facianin meydana gelebilecegi uyarisinda bulunan uzmanlar, buharlasmis benzinin tutusarak deponun alev almasina sebep oldugunu bildiriyor. Bir sure sonra da aracin infilak edebilecegini kaydeden uzmanlar, “Aracta duman tespit edildigi an arac durdurulmali. Sonra anahtar uzerinde kontak kapatilmali. Direksiyonun kilitlenmemesine dikkat edilmeli. Aksi halde, gerektigi takdirde aracin itilmesi mumkun olmaz. Butun yolcular dikkatlice disari alinmali. Motor kaputu kismi olarak acilmali. Boylece alevlerin buyumesi onlenmis olur. Imkan varsa aku kutup basi sokulmeli. Yangin sondurucu varsa kullanilmali, yoksa, battaniye veya oto kilifindan yararlanilmali. Bu ortuler, alevlerin oksijen alip buyumesini onleyecektir” tavsiyesinde bulunuyor.

Kayma esnasinda

Uzmanlar, araciyla yokus cikarken geriye dogru kaymaya baslayan suruculere de su onerilerde bulunuyor:

“Ayaginizi yavas yavas gaz pedalindan cekin ve zemine tutunma saglaninca yavas yavas tekrar basin. Kayarken savrulmayi engellemek icin direksiyonunuzu kayma yonune dogru cevirin, kesinlikle tekerleklerin kizaklamasina sebep olacak sekilde frene basmayin. Unutmayin, donmeyen on tekerleklere yon verilemez. Eger kizakladiysaniz, hemen fren basincini azaltin ve tekerleklerin donmesini saglayin ama, sakin ayaginizi frenden tam olarak cekmeyin (ABS varsa sonuna kadar basmak gereklidir). Gaza gereginden fazla basmissaniz ayaginizi gazdan cekin, frene cok bastiysaniz frendeki basinci azaltin, direksiyonu sert sekilde cevirmisseniz direksiyonu yumusatin, ayaginizi debriyajdan sert cekmisseniz tekrar debriyaja basin.”

Trafikte hayatta kalmak icin

* Otonuzu kullanirken yaptiginiz is, hayatinizin en onemli isidir.

* Otonuzun mekanik viteslerini kullanmadan once beyninizi vitese takin.

* Bir probleme girmemek, problemi cozmeye calismaktan cok daha kolaydir.

* Trafik canavarlarla dolu bir arena degil, yasamin buyuk bir bolumunun zorunlu olarak gecirildigi cok riskli bir ortakliktir. Trafigi paylasan ortaklarin risklerini, ulke gerceklerini en iyi degerlendiren surucunun yasam sansi cok daha yuksektir.

* Bir otoda surucuden sonra en onemli faktor lastiklerdir. Lastikler yol ile olan yasam baginizdir. En guclu motor ve en iyi fren sistemi ile donatilmis yuksek teknoloji urunu bir otoda bile ancak iyi lastikler ile guvenli surus yapilabilir. Orta buyuklukte bir otonun bir lastiginin yere bastigi alan, bir avuc ici buyuklugundedir.

* Lastiklerle ilgili yapilan yanlislar yasamlarla odenir. Yere saglam ve dogru basin. Otolar lastiklerin uzerinde degil, lastigin icindeki havanin uzerinde gider. Inik lastik, ayaga bol gelen ayakkabiya benzer, degil kosmak yurumek bile olanaksizdir. Sicak havada, yagmurda ve karda lastik havalari indirilmez. Karli yol yuzeylerinde genis lastik degil, dar lastik daha iyi tutunma saglar.

* Gorun ve gorulun. Camlar, aynalar ve isIk donanimini temiz tutun. Kisa farlarinizi gunduzleri de yakin. Unutmayin en olumcul kazalar gunduzleri gunesli gunlerde ve duz yol kesimlerinde olusur.

* Trafik 360 derecedir. Her gormediginiz santimetre karenin arkasinda bir tehlike gizlenir. Onun icin aynalarinizi her 10 saniyede bir kontrol edin. Serit degistirirken basinizi sag veya sol arkaya cevirip olu noktayi kontrol edin.

* Direksiyon tek elle kullanilmaz.Tek elle ayakkabinizin bagcigini baglayamayacaginiz gibi. Direksiyonu her zaman iki elle ve 09:15 pozisyonunda tutun.

* Yalnizca etkin fren hayat kurtarir. En iyi fren donerek yavaslayan tekerleklerle yapilir. Donmeyen, kizaklayan on tekerleklere yon verilemez, donen on tekerleklere yon verilir.

* Emniyet kemerini her zaman, her yerde ve tum yolculariniza taktirin.

* Sari isIkta hareket etmeyin, kirmizi isIkta gecen kamyon ilk olarak size carpar.

* Hosgoru ve akilciligi siz baslatin. Her isteyene yol verin. Birisine yol vermek en cok 5 saniyenizi alir. Bir gunde 50 kez yol verseniz 250 saniye eder. Bu da 5 dakikanin altinda bir zamandir. Hem trafige saygi ve hosgoru katmis, hem de sinirlenmeden, gulumseyerek arac kullanmis olursunuz.

* Dogru bilgi, tehlikeleri tanimak ve motorlu tasiti daha iyi kullanmayi ogrenerek, beceriyi sagduyu ve saygi ile uygulamak, suruculerin trafikteki tek yasam sansidir.

YANLIS BILINENLERIN DOGRULARI

– Usta surucu, dustugu problemden kazasiz siyrilmayi bilir!

Yanlis! Cunku usta surucu probleme girmeyen surucudur. Karsisina cikabilecek her turlu tehlikeyi onceden gorebilir, ona gore tedbirini onceden alir. Problemlerle ugrasmaz.

– Otobanda tamam ama, sehir icinde emniyet kemeri takilmayabilir!

Yanlis! Emniyet kemeri hayat kurtaran en onemli guvenlik gerecidir. 50 km/s hizda meydana gelen bir carpismada otonun icindekiler emniyet kemeri takmadiklari takdirde, 4 katli bir binadan asagi dusmeyle esit sok yasar.

– Arkada oturanlar icin emniyet kemeri takmak gereksizdir!

Yanlis! Motorlu araclar bir yere carptiginda hemen durur, ancak icindeki yolcular ayni hizla bir yere carpana kadar ilerlemeye devam eder. Arkada oturanlarin da yasam haklarini kullanmalari ve emniyet kemerlerini takmalari gerekir. Her ne kadar henuz kanunen zorunlu olmasa da, yolcularin guvenligi icin gelistirilmis olan arka emniyet kemerleri de hayat kurtarir. Kazalarda en cok zarari emniyet kemeri bagli olmayan yolcular gormektedir.

– Lastik havalarini dusuk tutarsak, hem daha iyi tutunur, hem de daha konforlu olur !

Yanlis! Lastik havalarinin, aracin fabrika degerinin altinda olmamasi gerekir. Hatta yuke ve yolcu sayisina gore artirilmalidir. Cunku hava basinci dusuk lastigin tabani yere yayilarak daha iyi tutunma saglamaz. Aksine tabanin ortasi yukari kalkar ve yol ile temasi kesilir. Havasi dusuk lastiklerin yalniz omuz kisimlari yere basar. Lastik hava basinci dusukken; kayma hareketleri cok daha dusuk hizlarda baslar, fren mesafesi uzar, direksiyon hareketlerine daha gec cevap alinir. Belki daha konforlu surus yaparsiniz ama, konforlu sekilde yoldan cikabilir, konforlu sekilde carpabilirsiniz!

– Sicak havada, lastigin isinmasini dengelemek icin lastik havalari indirilir!

Yanlis! Lastigin isinmasinin en buyuk nedeni havanin sicak olmasi degil, lastik hava basincinin dusuk olmasi nedeniyle lastik yanaklarinin daha fazla esnemesidir.

– Yagmurda inik lastik daha az kayar!

Yanlis! Hava basinci dusuk lastikte su bosaltma kanallari kapandigi icin yagmur suyunu cok daha az bosaltir. Hatta bosaltamaz ve su uzerine cikma ve su yastigi uzerinde kayma (aquaplanning) cok daha dusuk hizlarda baslar.

– Direksiyon saate gore 10’u ceyrek gece tutulur!

Yanlis! Direksiyon saate gore 9’u ceyrek gece (9.15) tutulur . Bu pozisyon, acil bir durumda her iki yone esit miktarda direksiyonu cevirebileceginiz tek pozisyondur.

– Ani frenlerde once frene basip, durmaya yakin debriyaja basarsak, motor kompresyonundan faydalanip daha kisa mesafede dururuz!

Yanlis! En etkin yavaslama frenle debriyaja ayni anda basilarak yapilir. Boylece fren sirasinda motor devre disi birakilarak, motorun araci ileri goturme kuvveti yok edilir.

– ABS (Antiblokaj Fren Sistemi) mekanik frene gore cok daha kisa mesafede durdurur!

Yanlis! ABS fren sistemi olan bir arac tekerleklerin kizaklamasini onler ve fren sirasinda manevra yapilabilmesini saglar. Ancak, daha kisa mesafede durdurmaz, daha guvenli sekilde fren yapilmasini saglar .

– Mekanik freni olan bir otomobilde fren pedalini pompalayarak daha kisa mesafede durulabilir!

Yanlis! Pompalamak icin ayak fren pedali uzerinden her cekildiginde, aracin ileri hareketi devam eder ve durma mesafesi uzar. Dogrusu; panik frende fren pedali uzerindeki basinci azaltarak lastigin donmesini saglamaktir. Ancak ayak fren pedalindan kaldirilmamali ve fren yapmaya devam edilmelidir.

– Dortlu ikaz (flasor) tunele girince yakilir!

Yanlis! Dortlu ikaz sadece trafige tehlike yarattiginiz durumlarda yakilir. Yani olasi bir kaza veya ariza halinde. Tunelde kisa farlarin acik olmasi yeterlidir.

– Gunduz kisa farlari yakmak trafiktekilerin gozunu alir!

Yanlis! Gunduz kisa far yakmak, daha erken farkedilmenizi ve size tehlike yaratacak olan kisilere kendinizi daha erken gostermenizi saglar. Gece yakilan kisa farlar gozumuzu daha cok alir. Sadece kapali ve yagisli havalarda degil, gunesli havalarda ve hizli yol kesimlerinde de kisa farlarin acilmasi kendi surus guvenliginiz icin onemlidir.

– Cocuklari uyarmak icin korna calinir!

Yanlis! Cocuklari uyarmak icin korna calinmaz! Korna onlarin panige kapilip beklenmedik bir reaksiyon vermelerine yol acar. En iyisi iyice yavaslamak ve gerekirse durmaktir.

– Yogun siste en iyi gitme yontemi dortlu ikazlari yakmaktir!

Yanlis! Yogun siste en iyi gitme yontemi hic gitmemektir. Cunku siste daha iyi goren surucu yoktur, daha cok risk alan surucu vardir. Gorus mesafesi yeterliyse siste sari camli gozlukler kullanmak, sis lambalarini ve kisa farlari yakmak, silecekleri calistirmak, yerin kayganlastigini dikkate almak, takip mesafesini artirmak ve sollama yapmamak daha guvenli yol almaniza yardimci olur.

Unutmayin!

Hayatiniz boyunca olumlu bir trafik kazasi gecirme olasiliginiz % 33′ tur. Rus ruletinde bile bu oran %17’dir. Lutfen, trafikte arac kullanmanin bir yasam isi oldugunu hicbir zaman aklinizdan cikarmayin.

Guvenli Surus Ipuclari

Kullandiginiz aracin tipi ne olursa olsun, dogabilecek tehlike ve zararlardan uzak kalmak istiyoraniz asagida siralanan temel guvenlik stratejilerini dikkate almalisiniz.

* Inis sirasinda dikkat! Ozellikle tasitin sol tarafindaki kapilar, olmak uzere tasitin kapilari yoldan baska tasit, bisIkletli veya yaya gelmediginden emin olunmadan acilmamalidir.

* Pur dikkat! Arac kullanirken surekli dikkatli olun ve genellikle sag tarafa dikilmis olan trafik isaretlerini asla gozden kacirmayin! Ters yondeki isaretleri arka tarafindan yorumlamaya calismayin. Surus halinde iken aractakilerle konusmak durumunda oldugunuzda, gozunuzu yoldan ayirmayin. Kazalarin cok goruldugu bilinen yol ve kavsaklarda daha da dikkatli olun. Bu durumda alkolle ilgili yasak ve sinirlamalari tartismak yararsizdir. Almanya’da alkol siniri % 0.05’e indirilmistir.

* Akisa uyun. Kosullar elverdigince trafik akisina uyun. Asiri hiz farkliliklari tehlikeli olabilir.

* Hiz limtlerine uyun. Kazalarin cogunun nedeni asiri hiz ve dikkatsizce yapilan hareketlerdir. Trafik isaret levhalarindaki hiz sinirlarinin, musaade edilen maksimum hizlar oldugu ve ancak trafik, hava ve yol kosullari uygunsa uygulanabilecegi unutulmamalidir. Yol bos ve polis kontrolu yoksa bile hiz sinirlarini asmamaya ozen gosterin. Seyahat ettiginiz yollarin hiz limitlerini samimi olarak bilin. Bunlar; sehir ici, sehir disi ve otoyol hiz limitleri olmak uzere, sadece uc tanedir. Aksi bir isaret bulunmadikca bunlar gecerlidir.

* 6. vitesi kullanmayin. Yokuslari cikabileceginizi tahmin ettiginiz vitesle inin. Yokus asagi inislerde asla vitesi bosa almayin ve hizinizi artirmamaya ozen gosterin. Aksi halde surus kontrolunu kaybedebilirsiniz.

* Cok yaklasmayin. Sehirlerarasi yollarda baska araclara cok yaklasmazsaniz, onlarin yapacagi kazalara karismamis olursunuz.

* Trafigi izleyin. Yolun ilerisine bakarak, herhangi bir probleme yaklasmadan once onu anlayin. Aynalariniza da sIk sIk goz atin.

* Gecebilecek misiniz? Gecmek istediginiz aracin hizindan yeterince yuksek hizda iseniz gecis yapabilirsiniz.

* Daha sonrasini dusunun. Muhtemel acil trafik durumlarini surekli olarak dusunerek, kurtulma planlari yapin.

* Sol seritkolik olmayin. Sol serit, hizli surus seridi degil gecis serididir. Gecisler disinda sol seridi bosaltin. Hiz yapanlari yavaslatmaya da calismayin. Birakin polisligi polisler yapsin.

* Far yakin. Gece surusleri disinda, sehirlerarasi yollarda, yagmurlu ve sisli havalarda gunduzleri de farlarinizi acik tutun. Bu daha iyi gorulmenizi saglayarak karsidaki suruculerin daha dikkatli olmalarini saglayacaktir. Gece suruslerinde farlarinizin karsidan gelen tasitin surucusunun gozunu almamasi icin, gecis suresince kisa far durumuna getirmeyi de unutmayin.

* Sinyal verin. Serit degisimleri ve donusleriniz oncesinde sinyal vererek diger suruculere niyetinizi bildirin.

* Sola donmek icin bekleyin. Trafikte durup sola donmek icin beklerken, yol serbest hale gelinceye kadar tekerleklerinizi ileriye dogru duz tutun. Eger tekerleklerinizi sola dogru kirarak beklerseniz, birisi size arkadan carptiginda sizi karsidan gelen trafigin onune iter. Ayrica, ilerinizde bir engel gordugunuzde, hemen diger seride gecmeden once o seritteki trafigi kontrol edin ve onlara yol verin.

* Saga donus Kirmizi isIkta saga donus yapilamaz. Sadece bazi kavsaklarda, donus icin ayri bir isIk bulunuyor ve yesil yaniyorsa veya ozel olarak donus yapilabilecegi belirtilmisse, diger yoldaki trafige dikkat edilerek donus yapilabilir.

* Dogru zamanda fren yapin. Donuslere gelmeden once uygun hiza yavaslayin. Donusun ortasinda yapacaginiz sert fren aracinizin dengesini bozar.

* ABS’yi deneyin. Araciniz kilitlenmeyi onleyici fren sistemiyle donatilmissa, ilk kez karsilastiginizda pedal titresim ve gurultuleri sizi sasirtabilir. Bu nedenle, ABS’nin nasil hissedildigini anlamak uzere, acil bir durumu beklemeden, yagmurlu bir gunde kumlu, kaygan bir yol veya bos bir park alani bularak, ABS’yi uyarmak uzere sert bir fren yapin.

* Arac kullanirken telefonu kullanmayin. Arastirmalara gore, arac kullanilirken yapilan telefon konusmalari kaza riskini dort kat kadar artirmaktadir. Risk, “hands-off” veya kulaklikli telefon kullaniminda da aynidir.

* Gece gorusunuzu koruyun. Yaklasan farlara fazla bakmayin. Korlestiriyorsa, bakisinizi yolun sag kenarina yogunlastirin.

* Uykunuzu alin. Uykulu iken arac kullanmayin. Gozleriniz bir noktada sabit kaliyorsa bu tehlike isaretidir. Buldugunuz en yakin guvenli yerde saga cekerek birkac dakikalik bir sekerleme yapin.

* Guvenceye alin. Kisa sureli de olsa, aracinizi terk ederken guvenceye alin. Yani, dusuk vitese takarak el frenini cekin, camlari kapatarak kapilari kilitleyin. Eger arabada sizden baska kimse yoksa, kredi kartiyla odeme yapmaya giderken bile kapilari kilitleyin.
Iyi seyirler…

Cep’ten aramalarda uyarı dönemi

Numara taşınabilirliği uygulamasının başlayacağı 1 Eylül 2008 tarihinden itibaren cep telefonlarından 7 rakamlı arama yapılamayacak.


İSTANBUL – Turkcell’den yapılan yazılı açıklamada, Turkcell abonelerinin şu anda kendileriyle aynı prefikse (0532, 0533) sahip diğer Turkcell müşterilerini, başındaki 4 rakamı tuşlamadan arayabildiği belirtilerek, numara taşınabilirliği uygulamasına geçişle birlikte bu durum sona ereceği ve 1 Eylül 2008 tarihinden itibaren aramaların başına 0 konularak 11 haneli olarak yapılabileceği kaydedildi.

Turkcell, cep telefonu kullanıcılarının yeni durumdan haberdar olmaması halinde ciddi sıkıntılar yaşanabileceği öngörüsüyle müşterilerini bilgilendirme amaçlı duyurular yapmaya başlayacak.

Verilen bilgiye göre, ilk aşamada 1 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında 7 rakamlı arama yapan müşterilere bir uyarı yapılarak arama devam ettirilecek. İkinci aşamada, 1 Eylül’den itibaren ise bu kez müşterilere eksik numara çevirdiği hatırlatılacak ve numaranın başına sıfır koyarak 11 haneli arama yapılması gerektiği belirtilecek.

Uygulama başladıktan sonra Turkcell müşterileri sadece 444’le, 75’le ya da 80’le başlayan çağrı merkezi numaralarını ve katma değerli hizmetlerle ilgili IVR servis numaralarını 7 rakamla aramaya devam edebilecek. Ayrıca, kısa mesajlar yine operatör kodu koyulmadan 7 rakamla gönderilebilecek

Kaynak;.http://www.ntvmsnbc.com

Organik gıda bulamazsak ne yemeliyiz?

Organik gıda bulamazsak ne yemeliyiz?

Artık anne sütüne bile karışan tarım ilaçlarından korunabilmenin tek yolu, mümkün olduğu kadar organik gıda tüketmek… Ama organik gıdalar bazen pahalı, bazen çürük ya da kurtlu, bazen de evimizden çok uzak bir yerde olabiliyor.

Organik gıda tüketmek, balkonda kendi yiyeceklerini yetiştirmek, mevsim sebze-meyvelerini almak… Her bütçe ve her koşul için bir çözüm önerisi var.

Ekolojik gıda ürünleri insan sağlığı için çok önemli. Tükettiğimiz yiyecekler, içecekler çok sayıda katkı maddesi barındırıyor. Tarlada verim artsın, daha çok ürün çıksın diye tarım ilaçları kullanılıyor. Ama bu ilaçlar insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Şeftali, marul ve çilek tarım ilaçlarını üzerinde en çok barındıran sebze ve meyveler olarak öne çıkıyor.

1250 ÇEŞİT İLACIN KALINTISI ANNE SÜTÜNDE
Özellikle kanser vakalarının artışında, “pestisitler” adı verilen “tarım ilaçları”nın “aşırı”, “zamansız” ve “uygunsuz” kullanımının da büyük payı var. Türkiye’de zirai mücadelede 1250 çeşit ilaç kullanılıyor. Araştırmalara göre, gerek piyasada satılan et ve süt ürünlerinde, gerekse anne sütünde tarım ilacı kalıntısına rastlanıyor. Özellikle Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı görülüyor. Tarım bakanlığı verileri de bunu doğruluyor… Bu verilere göre örneğin biberde “kükürtdioksit”, üzümde “parafin” gibi birçok tarım ilacı kalıntısı var.

ABD 293 BİN TON, TÜRKİYE 13 BİN TON İLAÇ KULLANIYOR
Dünyada her yıl 2.5 milyon ton tarımsal mücadele ilacı kullanılıyor. ABD’de yılda 293 bin, İtalya’da 43 bin, Fransa’da 41 bin, İngiltere’de 30 bin, Almanya’da 25 bin, Yunanistan’da 32 bin ton, Türkiye’de 13 bin ton “zirai mücadele ilacı” toprağa ya da bitkiye uygulanıyor. Buna karşın organik olarak yani doğal yollarla üretilen meyve ve sebzelerde tarım ilaçları ya kullanılmıyor ya da son derece kontrollü bir biçimde uygulanıyor. Ayrıca endüstriyel yollarla üretilen gıdalarda kimyasal gübreler ve antibiyotikler de kullanılırken, organik gıdalar bu katkı maddelerini de içermiyor. Yani organik gıdalar tüketerek tarım ilaçlarından ve katkı maddelerinden korunmak mümkün. Ayrıca günümüzde mısır ve soya gibi pek çok ürünün genleriyle oynanıyor. Genleriyle oynanmış bazı tohumlarsa özellikle hayvan yemi olarak kullanılıyor.

Gerek bu ürünlerin gerekse hayvansal gıdaların tüketilmesi yoluyla insana zarar verebilecek olan besinlerden kaçınmak için de organik gıdalar kullanmak önem taşıyor. Kısacası organik gıdalarla beslenerek tarım ilaçlarından, hormonlara, genetiğiyle oynanmış gıdalardan, katkı maddelerine kadar insan vücuduna zararlı olabilecek pek çok maddeden korunabilirsiniz. Birçok yerde yaygınlaşan ekolojik pazarlar doğal gıdalara ulaşabileceğiniz başlıca adresler arasında geliyor. Özelikle İstanbul Şişli, Bursa, Antalya ve Samsun’da faaliyete geçen ekolojik pazarlar organik domatesten tavuğa, patlıcandan şeftaliye yüzde yüz doğal olarak elde edilen ürünleri tüketiciye sunuyor. Ancak ekolojik pazarlara ulaşamıyorum diyen tüketiciler için başka yollar da mevcut. Özellikle büyük kentlerdeki süpermarketlerin hemen hepsinde organik ürün rafları yer alıyor. Buralardan da kuruyemişten süte, pirinçten meyveye her ürünün organik olanına ulaşabilmek mümkün.

Ayrıca tamamen organik ürünler satan dükkanlar da birçok farklı noktada hizmet veriyor. Market ve pazarların yanı sıra internet de organik gıdalara ulaşabilmede farklı alternatifler sunuyor. Birbirinden renkli internet siteleri sipariş verdiğiniz ürünleri kapınıza kadar getiriyor. Küçük kentlerde ise iş biraz daha kolay. Kentlerde kurulan semt pazarlarından özellikle de tarla üretimine yakın olan bölgeler de kurulanlardan doğala en yakın ürünler elde etmek mümkün olabiliyor. Market, pazar ve internet alternatiflerinin yanı sıra artık büyük şehirlerde yaşayanlar kendi evlerinin bahçelerinde ya da balkonlarında da organik ürün yetiştirebiliyorlar. Özellikle de domates, maydanoz ve biber gibi sebzeler balkon tarımı için müsait görünüyor.

NE YAPMALIYIZ?
Peki pazardan, marketten veya internetten organik ürün satın alma ya da yetiştirme imkanınız yoksa neler yapmalısınız?

Öncelikle tüm sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeye başlayabilirsiniz. Mevsiminde piyasaya sürülen her türlü sebze ve meyve diğer zamanlara oranla daha doğal ve hormonsuz.

Ayrıca eve alınan sebze ve meyvelerin yıkanması da çok önemli. Birçok sebze ve meyveyi iyice yıkayarak tarım ilaçlarının zararlı etkilerinden korunabilirsiniz.

Diğer gıda ürünlerini alırken ürün etiketini okumak da birçok tehlike karşısında önlem almak için birebir. En başta ürünün son kullanma tarihini daha sonra da ürünün içeriğindeki maddeleri okumak alışveriş bilincini kazanmak anlamında da önemli bir adım. Özellikle “HACCP” etiketli ürünleri,yani ürün güvenliği test edilmiş ürünleri tercih etmekte de yarar var.

Ancak tüm bunların ötesinde bilinçli tüketim alışkanlıklarını edinmek ve doğal bir yaşam tarzını elde etmeye çalışmak her bireyin atması gereken en önemli adım.

Evde tasarruf paketi büyüyor!

Evde tasarruf paketi büyüyor!

Tarih: 31 Temmuz 2008 Kaynak: Sabah

Küresel ısınmanın etkisiyle dünyanın giderek fakirleştiği enerji konusunda devletlerin ve şirketlerin çalışmaları devam ederken, gelinen noktada kişisel olarak alınması muhtemel önlemler de dile getirilmeye başlandı. Özellikle konutlardaki tüketimin toplamda büyük rakamlara ulaştığını gören uzmanlar, tasarrufa yönelik bilgilendirme çalışmalarını arttırırken bugün herkesin bildiği yalıtım ya da çamaşır ve bulaşık makinelerinin kullanımından da öte, kış bahçelerine, şöminelere ve yağmur suyu kullanımıyla enerji tasarrufunda yeni bir dönem başladı. Geçtiğimiz yıllarda özellikle konutlarda, enerji tasarrufu için ilk sıraya yerleşen ısı yalıtımı artık herkes tarafından bilinen bir uygulama. Yalıtımla enerjide yüzde 50 enerji tasarruf sağlanabileceğini dile getiren uzmanlar, uygulamayla sadece Türkiye’de yılda 3 milyar Euro’luk bir tasarrufun mümkün olabileceğini ifade ediyor. Özellikle Türkiye gibi dört mevsim güneşi olan ülkelerde güneş ışığı kollektörleri, enerji tasarrufu için öneriler arasında yer alırken, buradan elde edilecek yıllık tasarrufun, konut başına 290 Euro civarında olacağı belirtiliyor. Güneş pilleri ve camlara takılan sensörler de göz önüne alındığında, bu tasarrufun büyüklüğü de artıyor.

Peki konutlarda enerji tasarrufuyla ilgili alabileceğimiz başka önlemler neler? Enerji tasarrufunda yeni bir döneme girdiğimizi daha önce de belirtmiştik. Burada, özellikle şehir dışındaki yeni projelerde bahçe içinde yer alan konutların sahipleri için farklı tasarruf kalemleri bulunuyor. Bunlardan birisi de kış bahçeleri Soğuk dış ortam ile sıcak iç ortam arasında tampon görevi gören bu bahçeler, güneşli kış günlerinde ısı ihtiyacını hissedilir derecede azaltıyor. Bu nedenle uzmanlar, kış bahçelerinin ısıtılmamasını tavsiye ediyor. Aksi takdirde cam yüzeylerde yüksek miktarda ısı kaybı oluyor. Evlerdeki şömine kullanımını ise destekleyen uzmanlar, özellikle merkezi ısıtma sistemine bağlanan şöminelerin, kaloriferin yükünü ciddi şekilde azaltacağı konusunda birleşiyor.

Ampulleri değiştirin!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in her konuşmasında dile getirdiği, ampullerin değişmesi durumunda iki Keban Barajı kadar tasarruf edileceği konusu, uzmanların da desteklediği bir uygulama. Zira sıcak su ve ısınma için elektrik kullanılmayan bir ev ortamında elektriğin yüzde 19’u aydınlatma için tüketiliyor. Enerji verimli ampuller ise normal ampullere göre yüzde 80 daha az elektrik tüketiyor ve beş kat daha uzun süre dayanıyor. Öte yandan bu ampullerin her lambaya uygun çok farklı tasarımları bulunabiliyor.

Yenilenebilir enerjinin önemi
Yakın gelecekte, daha da az enerji tüketen ve 100 bin saat ışık yayabilen diyotların da bu ampullerin yerini alacağı düşünülüyor. Konutlarda yapılabilecek tasarruflardan bir tanesi de yağmur suyu kullanımı. Tuvaletlere ve çamaşır makinesine bağlantılı ve bahçenin sulanması için kullanılan yağmur suyu depoları, su tüketimini en az yüzde 40 azaltıyor. Hali hazırda modern konvansiyonel ısıtma sistemleri, en ekonomik alternatifi oluşturuyor. Ancak bu durumun önümüzdeki yıllarda değişebileceği belirtiliyor.

Ev aletlerine ek sıcak su bağlantısı
Enerji tasarruflarında tüm yenilik arayışlarına karşın ev aletleriyle ilgili bilinen tedbirler de sürüyor. Uzmanlar, ilave sıcak su bağlantısı olan çamaşır ve bulaşık makinelerinin sıcak suyu merkezi sistemden almaları durumunda yüzde 50 daha az enerji harcadığını ifade ediyor. Yaz aylarında ev aletlerinin sıcak suyu güneş ışığı kollektörlerinden alınması durumunda ise bu tasarruf oranı yüzde 90’a kadar çıkıyor. Yine güneş ışığı kollektörlerinin yılda 290 Euro civarında tasarruf sağladığı belirtiliyor. 4-6 metrekare arasındaki kollektörlerin 4 bin Euro’ya mal olduğu ifade edilirken bu maliyetinin geri dönüş süresinin 10 yıl civarında olduğu dile getiriliyor.

Her kilovat saat başına 50 sent gelir
Hem kış hem de yaz aylarında enerji kaybının yaşandığı en önemli alanlardan birisi de pencereler. Camlara takılacak sensörlerle evin ısıtma sisteminin vanaları kontrol etmesi mümkün kılınıyor. Havalandırma amacıyla pencerelerin açılması durumunda vanalar otomatik olarak kapanıyor ve böylelikle ısı kaybı engelleniyor. Pencereler kapandıktan sonra ısıtıcılar tekrar devreye giriyor ve öngörülen oda ısısına ulaşılana kadar çalışıyor. Pencerelerin değiştirilmesi de yine yüzde 11’lik bir enerji tasarrufu sağlıyor. Bu rakamın yılda, konut başına 460 Euro olduğu kabul ediliyor. Güneş pillerinin ürettiği elektriğin şebekeye aktarılmasıyla her kilovat saat başına 50 sent gelir elde etmek mümkün. İlk maliyeti 12 bin Euro seviyelerinde olan 3 kilovatlık bir güneş pili yılda bin 200 Euro tasarruf sağlıyor. Güneş pilinin sahibi de şebeke elektriğinin kilovat saati için yaklaşık 20 sent ödüyor. Kontrollü havalandırma sistemleri, özellikle üç camlı pencerelerin bulunduğu iyi ısı yalıtımlı evlerde önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlıyor. Devirdaim esnasında dışarı çıkan sıcak havanın ısısı, içeri giren soğuk havaya aktarılıyor.

Şömineler kaloriferin yükünü azaltıyor
1- Güneş ışığı kollektörleri yılda 290 Euro tasarruf sağlıyor.
2- Camlara takılan sensörlerle evin ısıtma sisteminin vanaları kontrol ediliyor.
3-Güneş pillerinin ürettiği elektrik şebekeye aktarılıyor ve her kilovat saat için 50 sent gelir sağlıyor.
4- İlave sıcak su bağlantısı olan ev aletleri, sıcak suyu merkezi sistemden alırsa yüzde 50 daha az enerji harcıyor.
5- Pencerelerin değiştirilmesi, yılda 460 Euro’luk tasarruf sağlıyor.
6- Kontrollü havalandırma sistemleri, özellikle üç camlı pencerelerin bulunduğu iyi ısı yalıtımlı evlerde tasarrufu getiriyor
7- Enerji verimli ampuller, normal ampullere göre yüzde 80 daha az elektrik
8- Şömine merkezi ısıtma sistemine bağlandığı zaman kaloriferlerin yükünü ciddi ölçüde azaltıyor.
9- Cam yüzeylerde yüksek miktarda ısı kaybını önlemek için kış bahçesinin ısıtılmaması gerekiyor.
10- Modern konvansiyonel ısıtma sistemleri en ekonomik alternatifi oluşturuyor.
11 -Doğalgazlı yeni ısıtma sisteminin yıllık tasarrufu 830 Euro.
12 Tuvaletler ile çamaşır makinesine bağlantılı ve bahçenin sulanması için kullanılan yağmur suyu deposu su tüketimini en az yüzde 40 azaltıyor.
13 Bodrum kat tavanı, bina cephesi ve çatı yalıtımı, yılda bin 955 Euro tasarruf sağlıyor.

Süt sektörü yatırım atağında, yeni tesisler için düğmeye basıldı

Süt sektörü yatırım atağında, yeni tesisler için düğmeye basıldı
21.02.2008 |

Geçtiğimiz yılı hareketli geçiren süt sektörü 2008 yılında yatırımlara hız verdi. Danone ve Pınar kapasite artırma kararı alırken Ülker, Kaanlar ve Ateşoğlu yeni fabrika yatırımları için düğmeye bastı.

Yerli yabancı pek çok yatırımcının ilgi odağı haline gelen süt sektörü 2008’i yatırım yılı ilan etti. Danone ve Pınar kapasite artırma kararı alırken Ülker ve Kaanlar ise yeni fabrika yatırımları için düğmeye bastı. Geçtiğimiz yıl Aksaray’da fabrika yatırımına girişen Sütaş ise, fabrikasını haziran ayına kadar yetiştirmeyi planlıyor. Sektöre 30 yıl önce yoğurt üretimiyle adım atan Ateşoğlu da kendi sütünü üretmek için 3 milyon dolarlık yatırımla Silivri’de çiftlik kurmak için adım attı. Dimes ise bu yıl peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerine yönelik yatırımlara ağırlık verecek.
Yatırım konusunda en hızlı davranan firmalardan biri Kaanlar oldu. Bu yıl Malkara-Tekirdağ süt fabrikasına ilave olarak 10 milyon dolarlık yatırımla 20 bin metrekarelik bir fabrika binası kurmayı planlayan Kaanlar, böylece günlük 300 ton olan süt tonajını 800 tona çıkaracak. Beyaz ve kaşar peynir gibi ürün çeşitlerinde kapasite artırımı yapmayı planlayan şirket, tesiste 2008 yılı için 5 milyon dolarlık bir yatırım yapacak. 2009 yılında ise Balıkesir Bölgesi’nde bir fabrika daha açacaklarını söyleyen Kaanlar Gıda Dış Ticaret Müdürü Ahmet Kaan, “Bu fabrikamızın yanında sütün bol olduğu yörelerden Balıkesir bölgesinde fabrika yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz ve 2009 yılı itibari ile yeni fabrikamız ile birlikte Balıkesir bölgesinde yatırımımızı da basına duyuracağız” diye konuştu.

Yabancıların da gözü Türkiye’de
Süt sektörünün pek çok yatırımcının ilgi odağı haline geldiğini söyleyen Kaan, bir çok farklı sektörden işadamı ve sanayicinin sektörünün geleceğini gördükleri için hayvancılık projeleri üzerinde yoğunlaştığına dikkat çekti. Ayrıca yabancı yatırımcıların da gözünün Türkiye pazarında olduğunu dile getiren Kaan, “Bunların içerisinde Avrupa’nın en büyüklerinden birisi gelip fabrikamızı ziyaret edip bizimle ayrıntılı bir şekilde konuşmak istediler ve Türkiye piyasasına en erken zamanda girmek istediklerinin bizlere beyan ettiler. Şu an dış yatırımcıyla birlikte, içeride de çok büyük çalkantılar mevcut. Son dönemlerde bu konuda büyük firmaların belli bölgelerde yeni yatırımları veya fabrika satın almaları yoluyla büyümelerini görüyoruz” diye konuştu.

Danone yatırımlara devam ediyor
Medyada haklarında çıkan haberler yüzünden sıkıntıda oldukları iddia edilen Danone ise yatırımlara devam konusunda ısrarlı. Türkiye pazarına girdiğinden bu yana yaklaşık 500 milyon YTL’lik yatırım yapan ve Türkiye’yi “yatırımda öncelikli 5 pazar” arasında gören Danone, bu yıl kapasite artırım çalışmalarıyla öne çıkacak. Türkiye’de sütlü ürünler pazarını büyütme ve geliştirme vizyonu doğrultusunda yatırımlara devam edeceklerini söyleyen Danone Genel Müdürü Serpil Timuray, “Groupe Danone’nin ortalama yıllık yatırım bütcesi, cironun yüzde 4’ü oranında. Türkiye’nin yatırımda öncelikli konumu itibariyle yatırımlarımız ileriki dönemlerde de bu payın üzerinde seyretmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Büyüme programımıza paralel mevcut fabrikalarımızda kapasite artırımı planlanıyoruz” diyor. Yatırımlarımızın odak noktasında inovasyon olduğunu dile getiren Timuray, fonksiyonel gıdalar ve çocuk beslenmesine öncelik vereceklerini belirtiyor. Gönen fabrikasının satmayı düşünmediklerini aktaran Timuray, tüm faaliyetlerin ve yatırımların planlandığı üzere devam ettiğini vurguluyor.
Pek çok yeni ürün üzerinde çalışmalarını sürdüren Pınar Süt, 2008 yılında, artan talepler doğrultusunda bazı ürünlerde kapasite arttırmayı planlıyor. Yaşar Holding Gıda Grubu Pazarlama Direktörü İçim Er, Yaşar Holding Gıda Grubu olarak 2008’de yaklaşık yüzde 20 büyüme hedeflediklerini söylüyor.

90 milyon dolarlık fabrika Haziran’da bitiyor
Sütaş Orta Anadolu Sütçülük Projesi çerçevesinde Aksaray’da fabrika yatırımına girişen Sütaş, açılışı haziran ayında yapmayı planlıyor. 44 bin metrekaresi kapalı 90 bin metrekare bir büyüklüğe sahip olan fabrika 90 milyon dolara mal olacak. Günlük bin 300 ton süt işleme kapasitesine sahip fabrika, bin kişiye istihdam olanağı sağlayacak. Ancak proje sadece bir süt fabrikasıyla da sınırlı değil. Şirket, fabrikanın yakınına bir yem fabrikası ile tıpkı Karacabey’de olduğu gibi bir çiftçi eğitim merkezi ve ilaveten bin başlık bir damızlık süt sığırı üretim çiftliği kurmayı planlıyor. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “Amacımız sadece bölgenin sütünü almak değil, Aksaray ve çevresinde modern sütçülüğün gelişmesine ve yaygınlaşmasına da katkıda bulunmak” diye konuşuyor. Süt ve süt ürünleri tüketiminin bir ülkenin zihinsel ve fiziksel açıdan yeterli insan kaynağına sahip olabilmesinin en düşük maliyetli yolu olduğunu söyleyen Yılmaz, Türkiye gibi genç nüfusa sahip bir ülkede süt tüketiminin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’de bu gelişmelerle birlikte süt ve süt ürünleri tüketiminin zaman içinde artacağını vurgulayan Yılmaz, bu durumun yatırımcıyı süt ve süt ürünleri sektörüne yönelttiğini dile getiriyor.

Ülker fabrika için yer arıyor
Süt ve sütlü ürünler sektöründe yüzde 17.5’lik payı ile ikinci sırada yer alan Ülker, pazarda hızlı büyüyerek payını artırmayı hedefliyor. Kısa bir süre önce Karaman fabrikasını devreye sokan şirket, tesisleri önümüzdeki bir kaç ay içinde tam kapasiteyle çalıştırmaya başlayacak. Pamukova’daki Ak Gıda fabrikasında yenileme çalışmalarına devam eden Ülker, bu yıl içinde yeni bir fabrika yatırımı daha gerçekleştirmek için yer arıyor. Şirketin fabrikayı Çorlu’da kurmayı planladığı iddia ediliyor.
Sektöre 30 yıl önce yoğurt üretimiyle adım atan Ateşoğlu kendi sütünü üretmek için çiftlik kurmaya karar verdi. Silivri’de yeni bir fabrika ile birlikte çiftlik kurmayı planlayan şirket, yatırım için 3 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Ateşoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ateşoğlu, ihtiyaç duydukları sütün büyük kısmını kendilerinin üretmek istediklerini söylüyor. 1995 yılında Orta Karadeniz Bölgesi’nde kaybolmaya yüz tutmuş süt hayvancılığının yeniden canlandırılması ve köyden kente göçün önlenmesi amacıyla süt sektörüne giren Dimes, bu yıl peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerine yönelik yatırımlara ağırlık verecek. Tokat’ın Turhal ilçesindeki Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesi’nde Türkiye’nin en modern damızlık hayvan üretim istasyonunu kurduklarını söyleyen Dimes Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Diren, “Çok iyi bir alt yapı oluşturduk. Çalışmaları tamamlandı ve bölgeye damızlık hayvan vereceğiz. Biz, Türkiye florası içinde yetişmiş, bölgeye adapte olmuş hayvanlar yetiştiriyoruz. Bu çok başarılı bir iş oldu. Türkiye’de hayvancılığın gelişmesi içinde böyle olması gerektiğini düşünüyoruz. 2008 yılında yatırımlarımızı peynir, süt gibi yenilebilir sütte yapacağız. Ayrıca 2008 yılında süt ürün portföyümüz için iletişim çalışmalarına başlamayı planlıyoruz” diye konuşuyor.

Sektörde kim ne yapıyor?

*Lüleburgaz ve Gönen’de fabrikaları olan Danone, 15 bin çiftçiden yılda ortalama 250 bin ton süt alımı yapıyor.
*İzmir ve Eskişehir’de fabrikası bulunan Pınar Süt’ün yıllık süt üretim kapasitesi yaklaşık olarak 350 bin ton. Şirket, yüzde 27’lik pazar yapı ile lider konumda.
*Karacabey-Bursa’daki fabrikası günde bin 200 ton süt işleme kapasitesine sahip olan Sütaş, çiftçiden günde ortalama bin ton çiğ süt topluyor.
*Adapazarı’nda tesisi bulunan Ülker, geçen yıl Karaman’da devreye giren ikinci tesisiyle birlikte günlük üretim kapasitesi 2 bin 100 tona çıkardı. Şirket, yıllık 600 milyon litre süt işliyor.
*Tekirdağ-Malkara’da ve Çanakkale-Ayvacık’ta fabrikaları bulunan Kaanların çiğ sütte yıllık kapasitesi 2007 yılı itibariyle 126 bin ton.
*Biri İzmir, ikisi Tokat’ta olmak üzere 3 fabrikada toplam 170 bin metrekare alanda faaliyet gösteren Dimes’in, 180 milyon litre süt ve süt ürünleri üretim kapasitesi var.
Kaynak:Referans